HayalSohbet Forum - Güncel Haber, Videolar, ve dahası!

sohbet odaları

Go Back   HayalSohbet Forum - Güncel Haber, Videolar, ve dahası! > HayalSohbet.Net ~Yaşamın İçinden~ > Anne Ve Çocuk Dünyası > Çocuk Masalları


Kullanıcı Tag Listesi


Konu Bilgileri
Kısayollar
Konu Basligi
Yakışıklı Geyik
Cevaplar
0
Sonraki Konu
sonraki Konu
Görüntüleyenler
 
Görüntüleme
1154
Önceki Konu
önceki Konu

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 06-06-2021, 11:54 AM   #1
Üye
Avatar Yok

HayalSohbet.Net - Türkiyenin Sohbet ve Paylaşım Platformu! www.hayalsohbet.net - irc.hayalsohbet.net
Üye No: 9209
Üyelik tarihi: Jan 2021
Üye Grubu: Üye
Mesajlar: 82
Konular: 68
Yaş: 65
Şube: Bursa Şubesi
İlişki Durumu: Evli
Ruh Hali:  none
Tuttuğu Takım:

Level: 8 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Paylaşım: 0 / 175
Güç: 27 / 1989
Tecrübe: 0%

Teşekkürler: 0
2 Mesajına 2 Kere Teşekkür Edildi
REP Gücü : 4
REP Puanı : 10
REP Seviyesi : Serdar Yıldırım is on a distinguished road
Smile Yakışıklı Geyik

YAKIŞIKLI GEYİK
Tibet munçağının Hani adında bir papağanı vardı. Munçak, Hani’yi satmak istiyordu fakat kimse Hani’yi almaya yanaşmıyordu. İşte, az önce tavşanın biri Hani’yi satın almak istemiş ama Hani olur olmaz yerde söze karışarak bu satışı engellemişti. Tavşan gittikten sonra, onların arasında şu konuşma geçti: “ Kızma be Munçak.. Ne olmuş yani iki çift de söz biz ettiysek. Ben sadece kendimi tanıtmaya çalıştım. Bunun için çeşitli konularda fikir ileri sürüp, yorum yaptım. Kime ne zararı var benim fikirlerimin. Beyinsel fonksiyonlarımın bir ürünü bu fikirler, yani işleyen beyin fikir üretiyor, fikir söz şeklinde ağızdan çıkıyor. Tavşan beni beğenmediğinden değil, seninle olmam çok daha faydalı olacağı için, beni satın almadı ve tavşan beni satın almadı diye bana kızmak hakkına sahip değilsin. “

Bunun üzerine Munçak, Hani’nin bulunduğu kafese sarıldı: “ Canım Hani, seni satmak benim zoruma gitmiyor mu sanıyorsun? Yüreğim parçalansa da seni satmaya mecburum. Tavşan çok zengindi, süper para teklif etti. Bir ev alır, içini dayar döşer, kalanla iş kurardım, hayatım kurtulurdu. Keşke her söze limon sıkıp tavşanı vazgeçirmeseydin. “

“ Tamam, Munçak. Beni sevdiğini ispatladın. Şimdi bir adım geriye git de, havasız kalmaktan kurtulayım. İki adım demedim yakışıklı geyik, bir adım dedim. Bir adım ileri gelirsen söyleyeceklerimi daha yakından dinlemek ve daha iyi anlamak şansına kavuşursun. Eee ne diyordun, beni satıp dayalı - döşeli ev alıyordun, iş kuruyordun. Ya ben ne oluyorum? “

“ Ne demek, ben ne oluyorum? Sen zengin birinin yanına gidiyorsun ve lüks içinde yaşıyorsun. Yeni sahibin seni altın bir kafese koyar. Hayatın değişir, gerçek mutluluk neymiş öğrenirsin. “

“ Altın kafes ve gerçek mutluluk. Altın kafesi anladım da, gerçek mutluluk ne demekmiş? Şu mutluluk denen olgunun gerçeği nasıl oluyor? “

“ Bak Hani, şimdiye kadar sevinçli olduğumuz, mutlu olduğumuz zamanlar vardı. Arada mutsuz olduğumuz durumlar bulunuyor. Bazen ne mutluluğu, ne mutsuzluğu düşünmeden yaşarız. İşte, bu mutluluk hayali mutluluktur; bir görünür, bir yok olur. Gerçek mutluluk ise, süregelir yani hep mutlu olursun. “

“ Zengin tavşan beni almış olsaydı, altın kafese koymuş olsaydı, en güzel yiyeceklerle besleseydi gerçek mutluluk neymiş öğrenemezdim, çünkü sen yanımda yoksun diye mutsuz olurdum. “

Hani’nin böyle konuşması üzerine Munçak derinden etkilendi. İçi cız etti. Onu satarsam mutsuz olacak, diye düşündü. Satmasa ne kaybederdi? Yatacak yeri vardı. Yiyecek, içecek ormanda boldu. Hani gibi bir dostu arasan bulamazdın. Söyledikleri ise, yabana atılır cinsten değildi. Anlayana çok şey öğretirdi. Munçak, seni satmaktan vazgeçtim deyince Hani bir sevindi, bir sevindi ki, sormayın.

Aradan aylar geçti. Sonbaharın son günleriydi. Havalar soğumaya başlamıştı. Tibet Dağları’nda yaşayan geyiklerin bölge temsilcilerinin toplanıp, kış için gerekli hazırlıkları konuşacakları gün gelmişti. Toplantı alanına geyikler üçlü gruplar halinde geliyordu. Munçak ise, Hani’yi mağarada bırakmıştı. İki arkadaşıyla birlikte toplantı alanına gelince geyiklerin sevgi gösterisiyle karşılandı. Munçak toplantı başkanlığı için aday olduğunu açıkladı. Hani mağaranın dışında gürültüler duydu. Kulak kabarttı. Pek çok ayak sesi gittikçe yakınlaştı ve duruldu. Artık tek bir ses duyuluyordu. O da, bir insan sesiydi. Ses özet olarak, geyiklerin yaptıkları toplantının basılacağını ve bütün geyiklerin kurşunlanacağını söylüyordu. Gelenler, yarım saat sonra gidince, Hani toparlandı. Bunlar kötü insanlardı. Bir katliam yapacaklardı. Oysa Munçak giderken neşeliydi. Başkan seçilirim diyordu. Munçak ölmemeliydi, hiçbir geyik ölmemeliydi. Yazıktı onlara. Katliam olmayacaktı. Kafesten çıkar, uçarak gider, duyduklarını söyler, onları kurtarırdı.

Hani çok uğraştı demir kafesin kilidini kırmak için. Kanatlanıp kanatlanıp kafesi taş duvara çarptı. Her tarafı yara-bere içinde kaldı. Tüyleri birer birer kopup yere düşüyordu. Hani’nin bu inanılmaz güç gösterisine kilit dayanamadı ve kırıldı. Kafesten fırlayıp, mağara dışına çıktı. Bir türlü uçmayı başaramadı. Yardıma koşamadı. Bunda Hani’nin kafeste doğup büyümesinin rolü vardı. Zaten Hani hayatı boyunca hiç uçmamıştı. Kötü insanların yaptığı katliam korkunç oldu. Geyiklerin çoğu toplantı alanında can verdi. Sadece Munçak ve dört Barasinga geyiği kurtulmayı başardı.

Munçak, Barasinga geyikleriyle birlikte, mağaraya geldiğinde Hani’yi bulamadı. Demir kafes yerde, kilidi kırılmış, mağara Hani’nin güzelim tüyleriyle doluydu. Munçak dışarı çıkınca ayak izlerini fark etti. İnsanların ayak izlerini. Oysa bu izler mağarada yoktu. İzler aşağıdan geliyor, toplantı alanına doğru gidiyordu. Demek ki, insanlar burada mola vermişlerdi ve Hani konuşmaları duyup yardıma gelmek amacıyla kafesin kilidini zorlukla kırmıştı. Hani uçamazdı, yardıma gelemezdi, o zaman neredeydi? Munçak önce Hani’yi bulacak ve sonra başarılması olanaksız gibi görünen planını uygulayıp, toplantı başkanı seçildiği anda ortalığı kan gölüne çeviren, masum geyikleri katleden insanları cezalandıracaktı. Munçak, ayak izlerini takip ederek, Hani’yi buldu. Zaten fazla uzağa gidememiş, biraz ilerideki çalıların dibinde baygın yatıyordu. Yaraları sarıldıktan sonra mağaraya bırakıldı.

Munçak ve Barasinga geyikleri gece yarısı toplantı alanını rahatça görebilecekleri bir tepeye çıkarak durum değerlendirmesi yaptılar. İnsanlar, çadırlarda uyuyorlardı. Sadece üç nöbetçi bırakmışlardı. Munçak işin bu gece bitmesini istiyordu. Fakat Barasinga geyikleri yarın öğle vakti, gündüz gözüyle diyorlardı. Munçak, onlarla fazla tartışmadı. Tamam, sizin dediğiniz olsun, diyerek sözü bağladı. Daha sonra geyikler bir mağaraya girip yattılar. Barasinga geyikleri uyur, Munçak uyumazdı. Sessizce mağaradan çıkarak, toplantı alanına geldi. Nöbetçileri kollayarak çadırlara yaklaştı. Üstün koku alma gücünü kullanarak cephanelik çadırını buldu. Kapıdaki nöbetçiyi bayıltarak çadıra girdi. Dinamit dolu çantayla bir kutu kibrit alarak kaçtı. Munçak tepeye çıktı. Oradaki gölün toplantı alanına bakan yamaçlarındaki kayaların arasına dinamitleri yerleştirdi ve fitili ateşledi. Biraz sonra patlayan dinamitler büyük kaya parçalarını ve tonlarca suyu toplantı alanına indirdi.

Munçak sabah olunca toplantı alanına şöyle bir baktı. Çadırlar yoktu, ortalıkta insan görünmüyordu. İnsanların hepsi ölmüş müydü? Sağ kalanlar varsa garanti peşine düşeceklerdi. O zaman Barasinga geyiklerini yanına alarak tepenin arkasındaki bataklığa sığınacaktı. Munçak, Barasinga geyiklerini mağarada buldu. Onlar, gece yarısı yer sarsıntısı olduğunu zannetmişler ve dışarı çıkmamışlardı. Olanları Munçak’tan dinleyince çok kızdılar. Dördü birlik olup Munçak’ın üstüne yürüdüler. Munçak mağaradan kendini dışarı zor attı. Barasingalar, laf anlamıyordu. Amaç, hunharca öldürülen geyiklerin intikamını almak değil miydi? İşte, intikam alınmıştı. Bu nefret nedendi? Gündüz gözüyle zaten bir şey yapılamazdı. Barasingaların belli bir planı yoktu. Güpegündüz eli silahlı onca insanın üstüne tekme-yumruk yürüyemezdin ya. Bol bol yiyip, bel bel bakınmakla intikam alınamazdı. Masum geyiklerin kanı yerde kalırdı. Birbiri ardınca patlayan silahlar anlamsız tartışmaya son verdi. Munçak ve Barasingalar, hızla tepeyi aşıp, bataklığa doğru kaçtılar. Peşlerinde büyük patlamadan sağ kalan üç insan vardı. Gözleri dönmüş, acımasız, katil ruhlu insanlardı.

Bataklıkta Munçak’la Barasingalar arasında yeni bir anlaşmazlık çıktı. Barasingalar, üç insandan kaçmayı gururlarına yedirememişti. Onların silahları varsa bizim boynuzlarımız var diyorlardı. Geri dönüp saldıracaklardı. Munçak çok diretti dönmeyin diye ama dinletemedi. Munçak’ın boş bulunduğu bir anda onu bataklığın çamurlu sularına ittiler. Munçak ağır ağır bataklığa gömülürken, bir kez olsun yardım edin demedi. Bütün Barasinga geyikleri böyle değildi ama, bu dört terso nasıl bir araya gelmişti, hayret!..Barasingalar, bataklığın çıkışında namlulara hedef oldular ve birer birer cansız yere serildiler.

Aradan altı ay geçti. İnsanlar gitmiş, olanlar unutulmuştu. Papağan Hani iyileşmiş, uçmayı öğrenmişti. Munçak’ı arıyordu, neredeydi Munçak? Hani, bir gün bataklıktaki ağaçların birinin üstünde dinleniyordu. Uzaklarda bir geyik gördü. İster misin bu Munçak olsundu? Hani, heyecan içindeydi, yakındaki bir ağaca kondu. Artık emindi, Munçak karşısındaydı. Hani, sevinç çığlıkları atarak, Munçak’la kucaklaştı. Munçak ise, Hani’ye hiç beklemediği bir anda kavuşmuştu. Olanı, biteni anlattı. Barasingalar tarafından bataklığa itildikten sonra hayattan ümit kestiğini söyledi.
Bunun üzerine Hani: “ Peki, nasıl kurtuldun? “ diye sordu.
Munçak: “ Kurtulmadım, kurtarıldım…” dedi.
“ Seni kim kurtardı? “
“ Su yılanı Rave. Dört metre boyunda, iri bir su yılanı. Beni yeniden hayata döndürdü. Onunla çok iyi arkadaş olduk. Güçlü bir karakter yapısına ve sağlam bir iradeye sahip. Ağzından kırıcı söz duyamazsın, yalan söylemez, kötülük bilmez. “
“ Rave şimdi nerede? “
“ Buralardadır. Bazen benden ayrılır, şöyle bir dolaşıp geleyim, der gider. İki, üç saat ortada görünmez. Nereye gider, ne yapar bilmem. “
“ Sorsan ya, arkadaş neredeydin, diye. “
“ O kadarı da fazla. Özel hayatına karışamam. Dostları, arkadaşları vardır, onların yanına gidiyordur. Herhalde bütün zamanını bana ayıracak değildi. “
“ Gel Munçak, takip edelim şu Rave’yi. Bakalım nerelere gidiyor, neler yapıyor? “
“ Takip edelim de, ayıp etmiş olmaz mıyız? Belki bizim bilmememiz gereken durumlar vardır. Hem Rave, takip edildiğini fark ederse bize kızabilir. “
“ Kızmaz, kızmaz. Yardıma ihtiyacı olabilir Rave’nin, ama bunu sana söyleyememiştir. Aniden ortaya çıkarız, Rave sevinir. Eğer yanlış yapmışsak suç benim, seni ben zorladım. Sen beni kırmamak için, bu işe girdin. Tamam mı? “
“ Tamam değil. Senin önsezilerine güvenirim. Boşuna konuşmazsın. Macera olsun diye hiçbir işe kalkışmazsın. Garanti Rave’nin yardıma ihtiyacı vardır. Dikkat ediyorum da, son günlerde daha az konuşur oldu. Gittiği yerden dönünce hep düşünceli oluyor, dalıp gidiyor. Ben konuşuyorum, o dinliyor. Aradan birkaç saat geçmeden kendine gelemiyor. Rave’yi takip ederiz ama bir şartla: Yanlışa düşersek suç ikimizin olur. “
“ Aslanım Munçak, seni seviyorum, şartını kabul ediyorum. “
Munçak daha sonra hayatını borçlu olduğu su yılanı Rave’yi Hani ile tanıştırdı. Hani ilk anda çekindi Rave’den. Ne kadar kocamanmış. Falso yaparsak ve bir kızarsa yutar beni bu Rave, diye düşündü. Plan, kusursuz olmalıydı. Rave hiçbir şeyin farkına varmamalıydı. Kolay değildi, Munçak ölümden dönmüştü. Daha tam olarak toparlanamamıştı. O, bataklıkta kısılıp kalacak bir geyik olamazdı. Bataklıktaki yaşam eski Munçak’tan pek çok şeyi alıp götürmüştü. Yürümesi yavaşlamıştı, hızlı koşamıyordu. Neredeydi o rüzgârla yarışan geyik? Zayıflamıştı azıcık, eskisi gibi heybetli değildi. Ayrıca boynuzunun biri ortadan kırıktı. Munçak, Barasingalar mağarada kendisine saldırdığında boynuzunun kırıldığını söylemişti. Munçak’ı bu işe fazla karıştırmadan Rave’nin durumunu araştırmalı, yardıma ihtiyacı varsa yardım etmeli, Munçak’ın Rave’ye can borcu ödenmeli ve Munçak’ı bataklıktan kurtarıp ormana götürmeliydi. İşte, o zaman Munçak yine rüzgârla yarışırdı. Eğer Munçak isterse, yeniden bir kafese girer, Munçak’ın onu iyi bir fiyata satmasını beklerdi. Yeter ki, Munçak bataklıktan kurtulsundu. Arkadaşlık dediğin böyle olurdu.

Bir gün Hani başının ağrıdığını söyleyerek bataklıktaki mağarada kaldı. Munçak ile Rave gezmeye çıktılar. Bir saat sonra Rave, şöyle bir dolaşıp geleyim, dedi ve Munçak’tan ayrıldı. Rave bataklık suyuna girdi ve yüzmeye başladı. Hani ise, gökyüzünde yükseklerde uçarak, Rave’yi izliyordu. O, bugün Rave’nin nereye gittiğini, ne yaptığını öğrenmeye kararlıydı.

Rave uzun süre yüzdükten sonra küçük bir adaya çıktı. Yanına kendi kadar bir su yılanı ve on tane yavru su yılanı geldi. İki saate yakın onların yanında kalan Rave, daha sonra geldiği yoldan Munçak’ı bıraktığı yere doğru yüzmeye başladı. Hani, Rave’den önce, Munçak’ı buldu. Olanları anlattı. Her şey apaçık ortadaydı. Rave eşini ve yavrularını görmeye gidiyordu. Munçak, Rave gelince, artık ormana gitmek istediğini, ormanı özlediğini söyledi. Rave ısrar etti Munçak’a kal diye ama Munçak, kesin kararını verdiğini, gideceğini, ara sıra ziyarete geleceğini söyledi. Daha sonra Munçak ile Hani, Rave’ye bol şans dileyerek ayrıldılar. Munçak ormanda birkaç ayda kendine geldi. Güçlendi. Hızlı koşmaya başladı. Hem öyle hızlı koşmaya başladı ki, Hani uçarak O’nu geçmekte zorlanıyordu.

SON

Yazan: Serdar Yıldırım

Serdar Yıldırım isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla

Serdar Yıldırım Kullanicisinin Son 5 Konusu
Baslik Kategori Son Yazan Cevaplar Okunma Son Mesaj
Robot Kartal - Yazan Ve Okuyan: Serdar Yıldırım Hikayeler Serdar Yıldırım 0 135 06-24-2024 10:22 PM
Hurdacının Aşkı - Yazan: Serdar Yıldırım... Serbest Kürsü Serdar Yıldırım 0 85 06-24-2024 10:19 PM
Magosa Zindanında Namık Kemal İle Birlikteyim Çocuk Masalları Serdar Yıldırım 0 152 05-22-2024 06:37 PM
23 Nisan Ve Cumhuriyet Şiirleri Atatürk Hakkında Herşey Serdar Yıldırım 1 285 04-04-2024 11:14 AM
Türk Kadını - Ayla Yıldırım Atatürk Hakkında Herşey Serdar Yıldırım 0 306 03-08-2024 10:44 PM

Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

(View-All Konu Okunma Sayisi : 1
Serdar Yıldırım
Seçenekler
Stil

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Tüm Zamanlar GMT +2 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:57 PM.

Forum Yasal Uyarı

Kuruluş : 2013
2013 - "HayalSohbet Forum" her hakkı saklıdır.
HS-Forum - HAYALSOHBET iştirakidir.
Sohbet - Chat
YASAL UYARI : İçerik sağlayacı paylaşım sitelerinden biri olan hayal forum Adresimizde 5651 Sayılı Kanun'un 8. Maddesine ve T.C.K'nın 125. Maddesine göre TÜM ÜYELERİMİZ yaptıkları paylaşımlardan sorumludur. hayal forum hakkında yapılacak tüm hukuksal Şikayetler, Yöneticilerimiz ile iletişime geçilmesi yada iletişim formunu doldurulması halinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde hayal forum yönetimi olarak tarafımızdan gereken işlemler yapılacak ve size dönüş sağlanacaktır.



Powered by vBulletin® Version 3.8.4
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Content Relevant URLs by vBSEO 3.6.0 RC 1
User Alert System provided by Advanced User Tagging v3.1.0 (Lite) - vBulletin Mods & Addons Copyright © 2024 DragonByte Technologies Ltd. Runs best on HiVelocity Hosting.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286 287 288 289 290 291 292 293 294 295 296 297 298 299 300 301 302 303 304 305 306 307 308 309 310 311 312 313 314 315 316 317 318 319 320 321 322 323 324 325 326 327 328 329 330 331 332 333 334 335 336 337 338 339 340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350 351 352 353 354 355 356 357 358 359 360 361 362 363 364 365 366 367 368 369 370 371 372 373 374 375 376 377 378 379 380 381 382 383 384 385 386 387 388 389 390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400 401 402 403 404 405 406 407 408